İçeriğe geç

De Anima kimin ?

De Anima Kimin? Filozoflar Arasında Kaybolan Bir Soru

İzmir’de sabahları kahve içerken, aklımda hep aynı şey vardır: Bugün neyi fazla düşünebilirim? Bazen takıldığım sorular, herkesin “hadi ya, bu kadar düşünmeye gerek yok” dediği ama benim içimdeki filozofun “emin misin?” diye sorguladığı türden olur. Neyse, bir sabah da tam böyle bir anın içinde, birden aklıma takıldı: De Anima kimin? Eh, derin bir felsefi soru… Ama bir yandan da bu soru bana kendi hayatımı düşündürmeye başladı: “De Anima”nın kim olduğu, sanki “bugün bu sabah kim konuşacak” gibi bir şey!

Hadi gel, bu filozofun yazdığı De Anima adlı eseri, bir bakış açısıyla, bizim günlük yaşamımıza nasıl uyarlayabileceğimize biraz ışık tutalım.

“De Anima” mı? Yani Ruh Meselesi

Hadi önce biraz ciddi olalım (ama kısa sürecek, söz). De Anima, Aristoteles’in ruh hakkında yazdığı, eski Yunan’ın en bilinen felsefi eserlerinden biri. Yani kısacası, “ruhun ne olduğu?” gibi bir soruyu masaya yatırmış. Bu sorunun ne kadar önemli olduğunu, felsefe dersleri sırasında öğrenmiştim ama sanırım o kadar da derinlemesine anlamıştım. O zamanlar, hocanın “Hadi gençler, biraz daha derinleşelim” dediği anlarda, içimde bir ses “neden ben burada değilim?” diye sorguluyordu. Ama yine de “De Anima kimin?” sorusu çok garip bir hale geldi; sanki herkesin bildiği ama kimsenin cevabını net veremediği bir konu.

İşte, De Anima sorusu tam olarak böyle bir şey: Bir anda hayatımıza dokunan ama aslında evrende kimseye net bir cevap verilemeyen bir mesele.

“De Anima Kimin?” Sorusuna Sokak Yanıtı

Birkaç hafta önce arkadaşlarla dışarıdaydık. Hava soğuk, caddelerde yürürken, kafamda yine Aristoteles vardı. Herkesin neşeyle konuştuğu bir ortamda, birden “De Anima kimin?” diye mırıldandım. Bunu duyan arkadaşım Ahmet, “Bunu anlamıyorum, senin beynin bu kadar çalışınca ben ne yapacağım?” dedi. Hani böyle bir şaka vardır ya, “Filozof musun, mühendis misin?” İşte o anda iç sesim bana “Sen filozof değil, kafayı takan tip oldun” diye bağırıyordu.

Biraz sinirlendim tabii, ama devam ettim: “Yani, ruh nedir? Hangi benlik aslında biziz? Bu soruyu kim sormaz ki!”

Ahmet biraz düşünerek “Abi, senin ruhun var mı ki? Sadece Instagram’da çok var görünüyorsun” dedi. Ve sonra koptuk tabii. Ama bak, işte tam da bu: De Anima kimin? sorusuna verdiğimiz cevaplar hayatımıza göre değişiyor. Kimisi Instagram’da ruhunu satıyor, kimisi kafasında felsefi bir hayalet yaratıyor, kimisi de sadece bir kebap yerken mutlu oluyor. Herkesin ruhu farklı bir yolda geziyor.

Aristoteles ve Bizim Ruhumuz

Aslında Aristoteles’in De Anima eserinde anlatmaya çalıştığı şey, “ruh”un bir tür hayat gücü olduğu. Düşünsene, ruh aslında vücudu hayatta tutan bir enerji kaynağı ve aynı zamanda zihnimizdeki bilinç. O zaman, çok teknik bir şekilde sorarsak: De Anima kimin? Ruh benim değil de, sadece beynimde mi? Yoksa bu karmaşık hayatın içinde birbirimize geçiyor mu? Bir bakıma, Aristoteles aslında zamanında “bizim ruhumuz kim?” diye sorarken, sosyal medyanın yarattığı “ben kimim?” sorusunu tahmin etmiş gibiydi.

Bir yanda sosyal medya kişilikleri, her biri birer “De Anima” gibi görünürken, diğer tarafta felsefi bir sorgulama içinde kayboluyorum. “Sosyal medya kullanırken ruhum nereye gidiyor?” sorusu, Aristoteles’in “ruhun nerede olduğunu” anlamaya çalıştığı kadar derin bir soru olabilir.

De Anima ve Modern Hayat

Bütün bunları anlatırken, De Anima kimin? sorusunu günlük hayatımıza uyarlamak aslında çok da zor değil. Bugünlerde ne zaman kafamı dinlendirecek bir an bulsam, hep düşünürüm: “Gerçekten ben miyim? Ya da ben her gün sosyal medya algoritmalarının istediği şekilde mi şekilleniyorum?” Tabii ki bu tür sorulara verecek bir cevabım yok, çünkü ne Aristoteles ne de ben bu kadar karmaşık bir hayatı çözmeye çalışıyor.

Bir sabah, kahvemi içerken bu soruyu düşündüm: “Peki, De Anima kimin? Gerçekten ruhum var mı?”

O sırada gelen telefonumda “Arkadaşlar ne yapalım bu akşam?” mesajını gördüm. Ve birden, “Ruhuma iyi gelecek bir şeyler yapalım!” diyerek akşamki buluşmayı düzenlemeye koyuldum. Belki de ruh, o buluşmada gerçekten bulunacak.

Sonuç: Ruhumuzu Nerede Buldum?

Aslında De Anima kimin? sorusunun cevabını bilmek ne kadar zor olursa olsun, önemli olan hayatın içinde o soruya verdiğimiz cevaplarla nasıl bir yolculuğa çıktığımız. Belki de ruhumuz, gülümseyerek geçen bir akşam, bir arkadaşla sohbet ederken, ya da hayatı basitçe ama anlamlı yaşarken şekilleniyor.

Böylece, içimdeki filozof biraz daha susmuş, içimdeki sosyal insan ise o akşamki buluşmanın keyfini çıkarmaya karar vermiştir. Aristoteles belki de ruhu, biz günlük hayatımızda biraz daha rahat bir şekilde yaşamalıyız diye yazmıştı. O yüzden, De Anima bir felsefi metin olmanın ötesinde, aslında her gün karşılaştığımız basit ama derin sorularla şekillenen bir deneyimdir.

Bundan sonra, “De Anima kimin?” diye sormak yerine, belki de “Hangi ruh bugün mutlu olacak?” diye sormak lazım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort deneme bonusu veren siteler 2025
Sitemap
betexper giriş